Nöral terapi, akut ve kronik ağrı, kronik hastalıklar ve yaralanmaları tedavi etmek için kullanılır. İlk olarak Almanya’da geliştirilmiştir ve birçok Avrupa ülkesinde de ağrıyı iyileştirmek için ana tedavi haline gelmiştir. Hastalıkların oluşum sürecinde vücuttaki farklı dokular arasında elektrokimyasal iletişim bozulur. Bu bozulma, ağrı yollarında uzun süre devam eden rahatsızlıklara yol açabilir ve zamanla bu yanlış iletişim kronik ağrıya dönüşür. Nöral terapi bu iletişim bozukluğunu düzeltir.
Nöral terapi tanım olarak lokal anestetik madde kullanılarak, bozulmuş olan beden fonksiyonlarının, otonom sinir sisteminin uyarılması sonucunda, organizmanın tekrar regülasyonunun sağlanmasıyla beden fonksiyonlarının yeniden normale döndürülmesini sağlayan tedavi yöntemidir.
Nöral terapi eksiği yerine koyamaz. Anatomik defekt varsa nöral terapi yapamazsınız. Mevcut olan ve bozulmuş olan nöral terapi ile yeniden düzenlenir. Bu yüzden regülasyon tedavisi yani düzenleme tedavisi denir.
Nöral terapi enjeksiyonunun hangi noktalara yapılacağı ayrıntılı bir hikaye ve fizik muayene sonucuna göre karar verilir. Hastanın probleminden önce bir yaralanma, ameliyat veya hastalık olup olmadığına bakılır. Hastanın kas gücü test edilirken olası sorunlu noktalar palpe edilir. Bir bozucu alan bulunursa, lokal anestetik(prokain) enjekte edilerek kolayca tedavi edilebilir. Lokal anestezikler, hücre membranı stabilizatörleridir. NÖRAL TERAPİ uygulamalarında cildi uyarmak için sıklıkla ince, insülin iğneleri kullanılır. Bazı durumlarda derin enjeksiyonlar yapmak gerekebilir.
Nöral tedavi, oldukça güvenli bir tıbbi tedavidir. En sık kullanılan anestezikler (prokain ve lidokain) nadiren alerjik reaksiyonlara neden olur. Geçmişte bu anestetiklere karşı alerjik reaksiyonlar, metilparaben gibi koruyucu maddelerden kaynaklanmış gibi görünmektedir. Bu koruyucu maddeler artık çoğu doktor tarafından nöral tedavi uygulamalarında kullanılmamaktadır.
Nöral terapinin kaç seans yapılacağı kişiden kişiye değişmektedir. Ayrıntılı fonksiyonel muayene sonucu karar verildir. Eğer nöral terapi, tedavi seçeneği olarak tek başına kullanılacaksa seans sayısı 4-15 seans arasında değişir. Ama manuel terapi, kuru iğne, akupunktur gibi diğer tamamlayıcı tedavi yöntemleri de eklenecekse seans sayısı azalmaktadır.
Nöral terapi, vücudun elektrofizyolojisindeki rahatsızlıkların neden olduğu hastalıkları ve ağrıları teşhis etme ve tedavi etme yöntemidir. “Bozucu alan” olarak adlandırılan bu elektriksel rahatsızlıklar, hücre zarı dengesizliğinin belirtileridir ve anormal otonomik sinir sistemi tepkilerini tetikler. Bozucu alanlar, skarlar, otonomik gangliyonlar, dişler, iç organlar veya lokal doku tahrişinin olduğu diğer yerlerde bulunabilir. Bozucu alanlar, çevre dokulara göre daha düşük veya daha yüksek elektrik potansiyeline sahiptir. Akımlar, yüksek voltaj alanlarından düşük voltaj alanlarına akar ve kafa karıştırıcı sinyalleri vücudun sinir sistemine gönderirler. Vücut bazen uygun olmayan yollarla reaksiyona girer, bu da değişmiş otonom sinir sistemi dengesi, kronik ağrı ve / veya disfonksiyon ile sonuçlanır. Bozucu alanlar vücudun hemen hemen her yerinde bulunabilir ve sıklıkla hastanın şikayet ettiği noktadan uzaktır. Örneğin, eski ameliyat skarı migren baş ağrısına neden olabilir veya bir diş sıkıntısı kronik bel ağrısı neden olabilir.
Nöral terapi vücudun belli bölgelerine lokal anestetik enjekte edilerek yapılan tamamlayıcı tedavi türüdür.
Hastalıklarda sinir sisteminde işlev bozukluğu olur ve nöral terapi sinir sistemindeki işlev bozukluğunu normalleştirir. Sinir sistemi içerisinde, iki farklı ve zıt sistem vardır: sempatik sistem ve parasempatik sistem. Parasempatik sistem, sindirim, dinlenme, onarım ve cinsel işlevden sorumludur. Sempatik sistem, yaralanmalar ve ağrılar sırasında bizi korumak da dahil olmak üzere savaş ve kaç cevabımızdan sorumludur. Bir kişide kronik ağrı ya da kronik hastalık varsa ‘sempatik’ baskındır, yani sempatik sistem, gün boyunca çoğu zaman işleyen en önemli sistem haline gelir. Devam eden sempatik baskınlık kişinin iyileşme yeteneğini ciddi biçimde engeller ve vücutta kronik olarak yangısal sürecin oluşmasına neden olur. Nöral terapi sinir sistemini, iyileşmeyi ve onarmayı destekleyen parasempatik duruma kaydırır. Cildimizin epidermis tabakası ağrıyı algılayan sinir liflerinin yoğun olduğu alandır. Nöral terapi özellikle bu bölgeye prokain yani lokal anestezik enjekte edilerek yapılır. Lokal anestezikler hastalığın sürecine göre otonomik gangliyon, periferik sinirler, yara izleri, salgı bezleri, tetik noktaları ve diğer dokulara da enjekte edilir.
Nöral terapi kimlere uygulanmaz?
Nöral terapi her yaşta hastaya uygulanabilir. Kan sulandırıcı kullanan hastalarda, bazı uygulamalarda dikkatli olunması gerekir. Ayrıca lokal anestezik ilaçlara alerjisi olan hastaların yaptırması uygun değildir. Koopere olmayan hastalar, aktif psikotik hastalığı olanlar, Miyastenia Gravis tanılı hastalarda da uygulanması önerilmez.
Ağır demans, akut kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları, ileri evre konjestif kalp yetmezliği, genetik hastalıklar, tüberküloz, sepsis gibi ağır enfeksiyon durumları, kronik hastalıkların son dönemi, hareket kısıtlılığı olan ciddi artroz durumlarında yararı kısıtlıdır. Ancak bu hastalıkları olanlar da, bozucu alanların bulunup ortadan kaldırılması ile fayda görebilir.
Etkin Tedavi Yöntemi
Nöral terapi, refleks tedavileri içinde en etkin sonuçları olan bir regülasyon tedavisidir. Hastalığın nasıl, ne zaman ve neden sonra ortaya çıktığı tanı açısından çok önemlidir. Nöral terapi iki temel mekanizma ile çalışmaktadır. Birincisinde rahatsızlığın uzandığı omurga bölümüne yapılan anestezik madde enjeksiyonu esastır. İkincisi ise rahatsızlık olan bölgeye yapılan enjeksiyondur. Nöral terapide lokal anestezik uygulamalar; cilt altı, kas dokusu, vücuttaki yara ve ameliyat izleri, eklem içi ve ağrılı noktalara yapılır. Enjeksyonlar sinir içerisine yapılmaz. Uygulamalarda genellikle ince, küçük insülin iğne uçları kullanılmaktadır.
Nöral terapinin avantajları nelerdir?
Oldukça geniş bir kullanım alanına sahip olan nöral terapi, kısa sürede cevap alınabilecek bir tedavi şeklidir. Hem tedavi edici hem de koruyucu hekimlik alanlarında kullanılabilen ve uygulaması kolay olan bu tedavide yan etki nadirdir ve genellikle görülmez.
Nörel Terapi İle İlgili Sık Sorular Sorular
Nöral terapi ne işe yarar?
Nöralterapi vücudumuzda çok geniş bir elektriksel ağ yapısında olan vejetatif (otonom) sinir sisteminin uyarılmasını ve regülasyonunu sağlar. İnsan vücudu tamamen birbiri ile ilişkili bir yapıdır. Bu ilişki otonom sinir sitemi denen sinirsel ağ ve fasya dediğimiz zarlar aracılığı ile olur. Bu yapıların herhangi bir yerindeki aksaklık, sistemin tamamında etkiler ortaya çıkarır. Bioelektriksel aktivite bozulur. Nöral terapide temel amaç aksaklıklara neden olan hücre elektriksel özelliğini düzelterek tüm sistemin kendini düzeltmesini sağlamaktır.
Nöralterapide özellikli yerlere uygulanan lokal anestezik enjeksiyonu ile vücutta üç tane dolaşım düzenlenmiş olur. Bunlar; kan dolaşımı, lenf dolaşımı ve sinirsel iletidir. Bir dokunun kan dolaşımı artınca o doku beslenir; lenf dolaşım artınca doku metabolitlerinden arındırılır yani temizlenir ve sinir iletisi artan, düzenlenen doku ise daha düzenli çalışır. Dolasıyla, beslenen temizlenen ve düzenli komut alan dokunun kendini iyileştirme kapasitesi artar.
Doğal bir tedavi olarak kabul edilen nöral terapi, ilaç tedavisi değildir. İğnelerdeki kısa etkili lokal anestezik maddenin otonom sinir sistemi üzerinde oluşturduğu uyarıdan faydalanılır. İğne cilde yapılır yapılmaz bu uyarı sinir ağında yayılır ve bio-elektriksel olarak düzelme oluşturur.
Nöral terapide kortizollu ilaç mı kullanılır?
Nöral terapide kortizol kullanılmamaktadır. Lokal anestezik ilaçlar, serum fizyolojik ile seyreltilerek uygulanır. Başka bir ilaçla karıştırılmazlar. Kullanılan lokal anestetik ilaçlar prokain ve lidokaindir.
Nöral terapinin kaç seans uygulanması gerekir?
Hastanın şikayetinin ne olduğuna, başlangıç zamanına, muayene bulgularına göre seans sayısı, sıklığı değişebilir. Şikayetleri yeni başlayan hastalarda iki ya da üç seanslık bir tedavi yeterli olabilmektedir. Uygulanacak seanslar arasında 48-72 saat olması önerilir.
Kronik problemlerde ise daha uzun tedavi süresi gerekir ve en az 6 seans uygulanması önerilir. Hastaya göre değişmekle beraber başlangıçta haftada 2 olacak şekilde tedaviye başlanır, sonra gerekirse haftada bire düşülebilir. Toplam seans da yine hastanın klinik gidişi ile ilişkilidir. Tedavi genellikle 6 ile 12 seans uygulanır.
Nöral terapi ağrılı bir tedavi midir?
Nöral terapi uygulama sırasında hafif ağrı hissedilebilir. Ancak bu ağrı kısa süre içinde geçer.
Nöral terapinin yan etkileri nelerdir?
Uygun tekniklerle, dikkatli bir şekilde yapılan nöral terapide majör komplikasyon beklenmez. Ancak kanama bozuklukları olanlar, kan sulandırıcı kullananlarda uygulama sonrası kanama olabileceği için bazı teknikler kullanılmaz.
Nöral terapide çoğunlukla yan etki gözlenmez. Sık görülen yan etkiler arasında baş dönmesi ve vazovagal senkop bulunurken; nadir görülen yan etkiler arasında ise kulak çınlaması, ağızda metal tat, ağızda uyuşma hissi, tansiyon düşüklüğü, bradikardi ya da taşikardi, alerjik reaksiyonlar, kramlar yer almaktadır. Ayrıca enjeksiyon yapılan bölgelerde morarma olabilir.
Bozucu alan nedir? En sık görülen bozucu alanlar nelerdir?
Bozucu alan, hücrenin temel bio-elekriksel yapısının değişmesi sonucu oluşan, yapı ve fonksiyonu bozulan doku alanıdır. Yaşam boyunca karşılaşılan dış etkenlerin (enfeksiyon, travma, operasyon benzeri vücuda yapılan müdahaleler) bozucu alan yapabilme potansiyelleri vardır.
Bu alanlardan çıkan olumsuz uyarımlar tüm sisteme yani bedene yayılır. Oksijen metabolizması yeterli ise elde edilen enerji ile hücre hemen kendini toparlar. Ancak sert, yoğun, sürekli uyaranlar varsa hücre kendini toparlayamaz, elektrik potansiyelini kaybettiği için sürekli ritmik boşalımlar üretir. “Bozucu alan” adını alan bu oluşum, kişi ölünceye kadar devam eder.
Bozucu alanlar hastalık ortaya çıkmadan önce bireylerde; verimliliğin azalması, genel kırgınlık, kronik yorgunluk, bağışıklık sisteminin bozulması, alerji, bağırsak sorunları, sebebi belli olmayan ağrılar gibi sorunların ortaya çıkmasına sebep olur. Her kronik hastalık, bozucu alan tarafından tetiklenebilir ve sürdürülebilir. Her hastalık veya yaralanma geriye bir bozucu alan bırakabilir. En sık görülen bozucu alanlar diş problemleri, diş tedavileri, ameliyatlar, trafik kazaları, dövme, yanık izleri, bağırsak florasındaki bozukluklardır.
Nöral terapi tedavisi kalıcı mıdır?
Doğru uygulandığında, özellikle bozucu alanların tespiti ve tedavisi iyi yapıldığında, tedavi kalıcı olabilmektedir. Ancak iyilik halinin devamı için, düzenli beslenme, yeterli sıvı alma, kötü alışkanlıklardan uzak durma ve fiziksel aktivite önemlidir.
Nöral terapi hangi hekim tarafından uygulanır?
Bu tedavi, nöral terapi eğitimi almış her hekim tarafından uygulanabilir. Tedavi uygulaması kadar, özel muayene yöntemleri de önemli olduğundan mutlaka eğitim almış kimselere yaptırılması önem taşımaktadır.
Nöral terapi yapılmadan önce nelere dikkat edilmesi gerekir?
Tedavi öncesi herhangi bir hazırlık yapılması gerekmez.
Nörap terapi tedavisi yapıldıktan sonra nelere dikkat edilmesi gerekir?
Nöral terapi uygulamasından sonra hasta günlük hayatına devam edebilir. Bu süreçte hastanın bol su içmesi gerekmektedir.
Nöral terapi depresyona iyi gelir mi?
Nöral terapi otonomik sinir sisteminde düzenleme sağladığından, depresyonda destek tedavi olarak kullanılabilmektedir. Depresyonda otonomik sinir sisteminde de etkilenme olup, bedensel bozukluklar da eklenebilmektedir.
Migrende nöral terapi nedir?
Migrende hastaya özel tedavi yaklaşımı önem taşımaktadır. Nöral terapide migren hastalarında özellikle belirli noktalara uygulama yapılmaktadır. Migren ataklarının ortaya çıkmasını kolaylaştıran, bireysel farklılıklar gösterebilen durumlar ya da bozukluklar da değerlendirilerek, bu durumlara yönelik de nöral terapi uygulaması yapmak, tedaviden alınan yanıt oranını artırmaktadır. Nöral terapi tek başına ya da diğer tedaviler ile kombine edilerek yapılabilir.