Tıp literatüründe Extracorporeal ShockWave Therapy olarak isimlendirilen Şok Dalga Tedavisi, ilgili bölgedeki kan akışını yoğunlaştırıyor ve bu bölgenin aktivasyonunu arttırarak iyileşme sürecinin hızlanmasına katkıda bulunuyor. Genellikle ortopedik rahatsızlıklarda kullanılan Şok Dalga Tedavisinin en sık sonuç verdiği sağlık problemleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Şok dalga tedavisi, Özel Denizli Cerrahi Hastanesinde en yeni medikal cihazlar ve inovatif yaklaşımlar kullanılarak uygulanmaktadır. Vücudun sahip olduğu organik iyileşme mekanizma ve süreçlerini güçlendiren tedavinin temel amacı, kronik ve akut kas – tendon rahatsızlıklarından en kısa sürede kurtulmanızı sağlamaktır.
Şok dalga tedavisi, temelde dört temel kategorideki kas ve tendon rahatsızlıkları için güçlü bir çözüm sağlar. Bu tedavinin vücudun kendine has iyileşme sürecini tetikleyerek güçlendiren bir destek süreci olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Şimdi dilerseniz, hangi eklem ya da bölgelerde bu tedavinin uygulandığını ve sonuç verdiğini inceleyelim.
Özellikle son dönemlerde kullanımı yaygınlaşan ve inovatif bir medikal teknoloji olarak tanımlanan şok dalga tedavisi, herhangi bir şekilde kesi oluşturmayı ya da ilaç alımını gerektirmez. Bu özelliği tedavinin kas ve iskelet sistemi üzerinde etkisi olan kanıtlanmış yan etkisinin bulunmamasına sebep olmaktadır. Fakat tedavi sonrasında cildinizin hassasiyet düzeyine bağlı olarak kızarıklık, morartı ya da sızlama deneyimlemeniz mümkündür. Belirli bir süre bekledikten sonra ek bir ilaç kullanmanıza gerek kalmadan bu hassasiyet geçecektir. Hassasiyetin sürmesi durumunda doktorunuza başvurmanız tavsiye edilmektedir.
Şok dalga tedavisi, kanıtlanmış ciddi yan etki barındırmadığından, farklı hastalıklara (şeker, tansiyon, vb.) sahip olan bireyler için uygun kabul edilir.
Yine de, aşağıdaki durumları deneyimleyen bireyler için ya da aşağıdaki durumdaki dokular için şok dalga tedavisi uygun olmayabilir:
Denizli Özel Cerrahi Hastanesi olarak, sunduğumuz yüksek teknolojili araçlarla modern bir şok dalga tedavisi vaat ediyoruz. Sizin için gerekli olan tedavi seansı sayısı, doktorunuzun gerçekleştireceği muayene sonrasında belirlenecektir. Yaygın bir şekilde kullanılan bir yöntem olan şok dalga tedavisi, beş ile yedi günlük aralıklarla uygulanmalıdır. Genellikle hastalar için 3 ya da 5 seans önerilmektedir. Elbette seans başında gerçekleştirilen dalga atım sayısına göre toplam seans sayısı yakından ilişkilidir. Dilerseniz net bir plan oluşturabilmek ve tedavi sürecini başlatmak için hemen Özel Denizli Cerrahi Hastanesini arayabilir ve randevu oluşturabilirsiniz.
Şok Dalga Tedavisi, yukarıda da belirtildiği üzere herhangi bir şekilde ilaç gerektirmez, kesiye sebep olmaz. Dolayısıyla tedavinin iyileşme süreci son derece hızlıdır ve küçük kızarıklık ya da morarma dışında komplikasyonlar gözlemlenmez. Uygulama sonrasında ise ağrı ya da sızının iyileşmesi için biraz sabırlı olmanız gerekiyor. Her bir seanstan sonra etkinin aşamalı olarak arttığını fark etmeniz beklenir.
Genellikle ikinci seanstan sonra etkilerin çok daha kolay şekilde hissedildiğini söylemek mümkün. Seanslar tamamlandıktan sonra üçüncü aydan itibaren ağrılar ciddi oranda azalır ve neredeyse yok olur. Her bireyin kas yapısı ve cilt hassasiyetine göre şok dalga tedavisinin etki süresi de değişiklik gösterecektir.
Özel Denizli Cerrahi Hastanesindeki alanında uzman doktorlar, yeni nesil medikal cihazlarımızı kullanarak güçlü ses dalgaları ile ağrılarınızı yok etmeyi amaçlar. Herhangi bir şekilde ameliyat ya da kortizol gerektirmeyen bu tedavi biçiminde, yüksek enerjili şok dalgaları uygulama alanına doğru iletilir. Bu iletimde söz ettiğimiz dalgalar, standart bir ultrasonik cihazdan on kat daha yüksek dereceli enerji yayar, üstelik yalnızca bir mikro saniyede.
Şok dalga tedavisinin temel prensibi, ağrının ortaya çıktığı tetikleyici noktaların belirlenmesinin ardından bu alanların uyarılması ve kan akışı ile iyileşme performansının ilgili bölgede arttırılmasıdır. Bu uygulama doğal iyileşme sürecini daha da hızlandırırken kas spazmını çözmekte etkilidir. Ayrıca bu tedavi yöntemi ilgili bölgede kas rejenerasyonunun da artmasını mümkün kılar.